< < <
Logo
Print this page

Allah Katında Hiçbir Anın Kaybolmadığının Bilimsel İspatı: Hipnoz

HipnozHipnoz seansları, Allah Katında hiçbir anın yok olmadığını bilimsel olarak nasıl kanıtlar?

Yapılan hipnoz deneylerinde hipnoz altındaki kişiler ne tür tepkiler verirler?

Hipnoz, dünya hayatının algılardan oluştuğunu anlayabilmeyi nasıl sağlar?

Çocukluk ve gençlik yıllarında insanın zihni berrak ve dinçtir. İnsan, o yıllarda yaptıklarının tümünü sonsuza kadar hatırlayacağını zanneder. Olaylar, insanlar, yaşananlar onun için o kadar önemlidir ki, bunların tümünü an an, olay olay hatırlayabileceği, tümünün yaşamında önemli yer tutacağı kanaatindedir. Fakat zaman ilerledikçe çok önemli, çok detaylı ve çok net olduğunu zannettiği bütün olaylar gitgide flulaşır, hatta yok olur. Birkaç on yıl sonra, çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadıklarının yalnızca birkaç anı aklındadır. Oysa şahit olduğumuz ve olmadığımız tüm olaylar ve tüm sesler, Allah Katında her an hazırdır ve tüm canlılığı ile her an yaşanmaktadır. Bunların hiçbiri, hiçbir zaman kaybolmaz. Bu gerçeğin en önemli bilimsel deneylerinden biri ise hipnozdur.

İnsanın Yaşadığı Hiçbir An Allah Katında Kaybolmaz

Hipnoz ile ilgili detaylı bilgileri vermeye başlamadan önce Allah'ın dilediği takdirde dünyada da olayları muhafaza edebildiğini belirtmek gerekir.

Rabbimiz Baki (devam eden, fani olmayan) olandır. Allah'ın kaderde yarattığı tüm olaylar da Rabbimiz'in Katında sonsuza dek varlığını sürdürür. Yüce Allah, dilediği takdirde bu dünyada da olayların muhafaza edilebileceğini çeşitli vesilelerle insanlara göstermektedir. Bir CD'ye kaydettiğimiz doğum günü partisi, aradan yıllar geçse de, insanlar yaşlanıp ölse de, nesiller değişse de, o CD var oldukça sürekli olarak onun içinde varlığını sürdürecektir. O CD ne zaman seyredilse, aynı doğum günü partisi yine aynı detaylarla karşımıza çıkacaktır. O görüntünün içindeki kişilerin tümü, konuşmakta, yürümekte, eğlenmekte, hareket etmektedirler. Hepsi, bugünkü kadar canlıdırlar. Aynı görüntü ne zaman seyredilse, yine mutlaka aynı şeyleri yapacaklardır. Bu, Allah’ın dilediği takdirde herhangi bir vesile ile yaşanan bir olayı sonsuza dek bu dünyada da var edebilceğine bir delildir. Allah dilerse o anlar, bizim hafızamızda da sürekli olarak var olurlar. Bunların tümü Yüce Allah’ın Katında vardır ve kuşkusuz bunları bizim zihnimizde yaratmak Allah için çok kolaydır.

Allah, acizliklerle birlikte yaratılmış olan insana bile olayları hatırlama yeteneği vermiştir, dilediği zaman dilediği anı, dilediği kişileri kamerada, CD'de muhafaza etmeye kadirdir. O görüntüler her seyredildiğinde aynı olayı tekrar tekrar yaratmaya güç yetirir, bu durumda yaşanmış olayların kaybolup gittiği iddiasında bulunmak büyük bir yanılgı olur. Bunların kaybolup gittiği iddiası, yokluk anlamına gelir. Böyle bir şeyin mümkün olmayacağı açıktır. Böyle bir iddia, Yüce Allah'ın gücünün ve kadrinin gereği gibi kavranamadığının bir göstergesidir. Bu kadar detay yaratabilen, insanın zihninde veya bir CD parçasında geçmiş olayların tümünü aynı şekli ile meydana getiren Rabbimiz, kuşku yoktur ki tüm detayları sonsuz hıfzında sonsuz kere yaratıp muhafaza etmeye kadirdir. Olaylar, insanın sınırlı hafızasında yok olur giderler ama sonsuz akıl sahibi Allah'ın Katında sonsuza kadar kalırlar. Rabbimiz bir ayette şöyle buyurur:

“Allah, hepsini dirilteceği gün, onlara neler yaptıklarını haber verecektir. Allah, onları (yaptıklarıyla bir bir) saymıştır; onlar ise onu unutmuşlardır. Allah, herşeye şahid olandır.” (Mücadele Suresi, 6)

Burada önemli bir hatırlatmada bulunmak gerekmektedir: Yazı boyunca “Allah'ın hıfzı” sözcüğü, konunun anlaşılması açısından sarf edilmektedir. Yoksa elbette Allah sonsuz bilgi sahibidir, her türlü eksiklikten münezzehtir. Yüce Rabbimiz Allah sonsuzdur ve O’nun yarattığı bilgi de Allah'ın Katında sonsuza kadar duracaktır.

Hipnoz Seansları Yaşanan Olayların Yok Olmadığının Birer Kanıtıdır

Hipnoz seansları, insanın yaşadığı olayların yok olup gitmediğine önemli birer örnek teşkil ederler. İnsanlar, hipnoz esnasında, hiçbir şekilde hatırlamadıkları, hatta teknik olarak hatırlamaları mümkün olmayan 3-4 yaşında yaşadıkları olayları, bütün detaylarıyla, bütün his ve duygularıyla aynı şekilde hatırlarlar. Aslında hatırlamanın ötesinde bu olayı tüm detaylarıyla yaşarlar. Bir insanın, yok olduğuna inandığı bir anı, tüm gerçekliği, netliği ve doğruluğu ile tekrar yaşaması, aslında tüm yaşananların sonsuza kadar varlığını sürdürdüğüne önemli bir delil teşkil eder. Bu, aynı zamanda Allah'ın Katında tüm bilgilerin noksansız bulunduğunu ve Allah'ın dilediği takdirde bunları bizim hafızamıza da vereceğini açıkça göstermektedir.

Hipnoz Nedir?

Hipnoz, telkine yatkınlık gösteren bir tür yapay uyku veya uyku-uyanıklık arasıdır.(Hipnoz, Wkipedia) Doğal uyku hali olmadığı gibi uyanıklık hali de değildir. Ancak her iki hali de kapsayan kompleks bir kavramdır. (Hipnotize Nasıl Yapılır? Hipnotize Nedir?) Araştırmalar, hipnoz anı ile doğal uyku halinin tamamen farklı durumlar olduğunu göstermiştir.

Hipnozda, hipnotize edilen kişiye bir dizi telkin yapılır ve bu kişinin, gerçeğinden ayırt edilemeyecek derecede inandırıcı birtakım olaylar yaşaması sağlanır. Aynı şekilde farklı tekniklerle hipnoz altındaki kişinin daha önce yaşadığı anları aradan 20-30 yıl geçmiş dahi olsa yeniden aynı şekilde yaşaması, o anki olayları tüm ayrıntılarıyla hatırlaması sağlanabilmektedir. Kişi, ortada hiçbir maddesel durum olmamasına rağmen yaşadıklarını bir film şeridi gibi kafasında canlandırabilmektedir. Hatta bazı denekler daha önce okudukları bir kitabın sayfalarını kelimesi kelimesine aktarmaktadırlar.(a.g.e.)

Hipnoz Esnasında Yaşanan Fiziksel Değişimler

Normalde uykudayken beyin dalgaları yavaşlar. Ancak hipnoz altındaki bir kişinin beyin aktivitelerinin uyanıklığa denk olduğu görülmüştür.

Hipnoz esnasında hafızanın normal duruma göre çok kuvvetlendiği ve normal zamanlarda hatırlanması mümkün olmayan geçmişe ait bilgilerin bütün ayrıntıları ile aydınlandığı araştırmacılar tarafından tespit edilmiştir. (a.g.e.)

Hipnoz esnasında, bilinçli durumdayken imkansız olan ruhsal ve fiziksel başarılar gösterilebilmektedir. Hipnoz altındaki kişi kaslarının ve organlarının gücünün üstünde, çok şaşırtıcı hareketler yapabilir. (Hipnozun Yapısı)

Söz konusu kişi, bulunduğu odada olmayan görüntüleri, kişileri veya manzarayı görebilir, sesleri duyar, kokuları ve tatları alabilir. Bu sırada yaşadığı olaylardan dolayı sevinir, üzülür, heyecanlanır, sıkılır, endişelenir. Hatta hipnoz altındaki kişinin yaşadığı olayların etkileri dışarıdan fiziksel olarak da izlenebilir: Yapılan telkinle doğru orantılı olarak kişide nabız artışı, tansiyon artışı, ciltte kızarıklık oluşması, ateş yükselmesi, mevcut ağrıyı veya acıyı hissetmemek gibi durumlar meydana gelebilmektedir.( Dr. Muhterem Ercan, Hipnoz ve Hipnoterapi, Seha Neşriyat, İstanbul 1993, s.32-34; William Kroger, Clinical and Experimental Hypnosis)

Hipnoz Seanslarında Yaşananlar

Bazı deneylerde, hipnoza alınan kişiler yaş geriletilerek geçmişe götürülmektedir. Ekminezi (Regresyon-yaş geriletme) adı verilen bu kronolojik hatırlama tezini ilk keşfeden Dr. Pitres'dir. Dr. Pitres'in 17 yaşındaki bir hastasına uyguladığı hipnoz oldukça ilginç bir şekilde sonuçlanmıştır. Genç kızın hipnoz altında 12 yıl geriye götürülüp, 5 yaşına geldiğinde, o dönemde olduğu gibi Fransızcayı unutup, Gaskonca konuşmaya başladığı görülmüştür. Hipnoz altındaki kişi o yaşta Fransızcayı henüz öğrenmemiş olduğu için Fransızca soruları anlamamış ve yanıtlayamamıştır.(Yaş Geriletmesi ve Hipnoz)

Hipnoz uygulanan bir deneyde, bir kişiye hastanede bulunduğu söylenmiş, bu hastanenin 10. katında ölmek üzere olan bir hasta olduğu ve ancak kendisinin hızlı bir şekilde elindeki ilacı yetiştirirse hayatının kurtulabileceği telkin edilmiştir. Bu kişi hipnoz sırasındaki telkinin etkisiyle, son derece hızlı bir şekilde 10 katı çıkmaya başladığını sanmıştır. Bu sırada nefes nefese kalmış, iyice yorulduğu için de nefesini kontrol edemeyecek hale gelmiştir. Bunun üzerine artık en üst kata geldiği, ilacı yetiştirdiği söylenmiş ve rahat bir yatağa uzanabileceği telkin edilmiştir. Böylece hipnoz uygulanan kişi rahatlamaya başlamıştır.(Dr. Tahir Özakkaş, Gerçeğin Dirilişine Kapı HiPNOZ, "Üst Ultrastabilite", Se-da Yayınları, 1. Cilt, 1. Baskı, s. 204-205) Hipnoz yapılan kişi, kendisine telkin edilen mekanı ve ortamı tüm gerçekliğiyle yaşamasına rağmen, ortada ne bahsedildiği gibi bir mekan, ne insanlar, ne de olaylar vardır.

Bir diğer deneyde, normal bir odada bulunan kişiye bir hamamda olduğu ve hamamın çok sıcak olduğu telkin edilmiş, ardından bu kişi aşırı derecede terlemeye başlamıştır.(Dr. Tahir Özakkaş, Gerçeğin Dirilişine Kapı HiPNOZ, "Üst Ultrastabilite", s. 267)

Ulusal Hipnoterapi Derneği, Ulusal Psikoterapistler Derneği, Profesyonel Hipnoterapistler Merkezi, Hipnoterapi Araştırma Derneği gibi birçok kuruluşun üyesi olan İngiliz hipnoterapi uzmanı Terrence Watts bir makalesinde, hipnoz sırasında geçmişteki bir olayı hatırlayarak anlatan kişilerde, anlattıkları olayla bağlantılı olarak bazı fiziksel değişimler gözlendiğini belirtmektedir. Watts, hipnoz altındayken, küçükken dövüldüğü bir anı anlatan kişinin yüzünde tokat izlerinin belirdiğini belirtmektedir. Ayrıca Watts bunun bir gizem olmadığını, vücudun acı algısına tepki verdiğini belirtmektedir.(Terrence Watts, Abreaction, The psychological phenomena that hypnotherapists either love or hate)

Hipnoz uygulamalarında görülen en çarpıcı örneklerden biri de, hipnoz yapılan kişinin cildinde telkin sonucu yaralar dahi oluşabilmesidir. Örneğin Paul Thorsen isimli bir araştırmacı, hipnoz altındaki bir kişinin koluna sadece bir kalemin ucunu değdirmiş ve bunun kızgın bir şiş olduğunu telkin etmiştir. Kısa bir süre sonra kalemin ucunun değdiği noktada bir yanık kabarcığı belirmiştir. Yine aynı araştırmacı, Anne O. isimli kişiye, hipnoz esnasında kolunun A harfi şeklinde çizildiğini telkin etmiştir. Başka hiçbir şey yapılmadığı halde, o bölgede A harfi şeklinde kızarıklık belirmiştir.(Dr. Recep Doksat, Hipnotizma, Kader Basımevi, İstanbul, 1962, s. 106-108)

Hipnoz Dünya Hayatının Aslı ile Muhatap Olmadığımızın Açık Delilidir

Hipnoz sırasında;
İnsan vücudunda meydana gelen değişiklikler,
Ortada maddesel hiçbir durum olmamasına rağmen kişinin geçmişindeki bir güne gidip normalde kesinlikle mümkün olmayan detayları hatırlaması, kişileri görmesi ve olayları tekrar yaşaması; görme, duyma, dokunma, işitme, acı, ağrı gibi algılarımızın oluşması için dış dünyaya ihtiyacımızın olmadığını göstermektedir. Yukarıda belirttiğimiz üzere soğuk ortamda kendisine verilen telkin sonucunda terlemeye başlayan kişi bunun örneklerinden biridir. İnsan vücudunda terlemenin oluşması için bazı etkilerin meydana gelmesi gerekir. Hipnoz olayında karşımıza çıkan gerçek ise şudur:

Hipnotize edilen kişi, dışarıda terlemeye sebep olacak hiçbir etken bulunmadığı halde terlemiştir. Bu örnek açıkça göstermektedir ki, bir mekanda bulunmak ya da bir ortamı hissetmek için o ortamın ya da mekanın fiziki varlığını görmek şart değildir. Suni uyarılar veya telkin yoluyla benzer etkilerin oluşturulması mümkündür.

Bazı insanlar, ömürleri boyunca bedenlerinin dışındaki bir dünyada yaşadıklarını zannederler. Halbuki dünya dediğimiz herşey, beynimizin, algı merkezlerimize ulaşan sinyallerin yorumlanmasından ibarettir. Yani biz beynimizin içinde oluşan dünyadan başka bir dünyayla hiçbir zaman muhatap olamayız. Dolayısıyla da maddenin dışarıda var olan aslına asla ulaşamayız. Bugün bu konu en temel bilimsel kitaplarda yer alan ve lise çağlarından itibaren insanlara öğretilen, kesin bir gerçektir.

Dış dünya ile ilgili bize hissettirilenler, Allah'ın bize algılattırdıklarından ibaret duyulardır. Allah duyu organlarımıza hakimdir ve neyi isterse bize onları algılattırır. İlmin yegane sahibi olan Allah bu gerçeği Kuran'da, Kendisi'nin kulaklara ve gözlere malik olan olduğunu haber vererek bildirmiştir:

"De ki: "Göklerden ve yerden sizlere rızık veren kimdir? Kulaklara ve gözlere malik olan kimdir? Diriyi ölüden çıkaran ve ölüyü diriden çıkaran kimdir? Ve işleri evirip-çeviren kimdir? Onlar: "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: "Peki siz yine de korkup-sakınmayacak mısınız?" (Yunus Suresi, 31)

İnsanın Yaşadığı Olayların Tümü, Ahirette Mutlaka Karşısına Çıkacaktır

Yazı boyunca verilen örneklerden de anlaşıldığı üzere; hipnoz, olayların Allah'ın sonsuz hafızasında tüm canlılığıyla aynen korunduğunun ve Allah'ın dilemesiyle bize tekrar, aynı şekilde yaşatılabileceğinin bilimsel bir delilidir. Bu teknik ve kesin gerçeği gören her insan, yaşadıklarının sonsuzlukta var olmasının hikmetlerinin olduğunu, tüm yaptıklarından mutlaka Allah'ın Katında sorguya çekileceğini ve bunların tümünün hesabını vereceğini anlayacaktır. Görecektir ki, bu dünya hayatında yaşanan hiçbir olay boşuna değildir, hepsi Allah'ın yarattığı özel bir imtihana dahildir ve insan, tüm bunlarla denenmektedir. Yani insan, ahirete hazırlanmaktadır. Sonsuz yaşamı ile buluşacağı ahiret için hazırlık yapmalı, cennete layık olmayı umabilmek için din ahlakına uygun bir yaşam sürmelidir.

Yüce Allah'ın, yaşananları sonsuz hıfzında muhafaza ettiği gerçeğini göremeyen kişiler, ahirette dünyada yaptıkları herşeyden hesaba çekileceklerini anladıklarında büyük bir korku yaşayacaklardır. Bu gerçeği takdir edemediklerinden, Rabbimiz'in büyüklüğünü ve Yüceliğini kavrayamadıklarından, tüm yaptıklarını eksiksiz olarak karşılarında gördüklerinde artık her şey için çok geç olduğunu anlayacaklardır. O an, hiç ümit etmedikleri sonsuz hayat onlar için başlamış olur ve iman etmeyenler, sonsuza kadar kalacakları cehenneme gönderilirler. Allah bir ayetinde şöyle bildirir:

"(Önlerine) Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini (önlerinde) hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez." (Kehf Suresi, 49)

Hipermnezi, hafızanın hipnoz sırasında yerine gelmesidir. Hayatınızda meydana gelen herşey hafızaya kaydedilir. Ancak hafıza bunlardan çok yakın tarihte olanları ya da araba kullanmak gibi sürekli tekrarlanan bilgileri bilince getirir. Hipermnezi ile bilinçaltındaki hafıza da ortaya çıkar. Bu sayade unuttuğunuz olayları ve kişileri hatırlarsınız.(More Hypnosis Theory)

Bizler, Yaşadığımız Olayların Bir Süreç İçinde Gerçekleştiği Hissine Kapılırız

İnsan, Allah'ın takdiri olarak, zamana bağımlı yaratılmış bir varlıktır. Fakat zamanı ve mekanı yaratan Yüce Rabbimiz, zaman ve mekandan münezzehtir, bağımsızdır. Dolayısıyla, Allah'ın Katında bizim için belirlenmiş olan kader yalnızca tek bir andır. Bizim yaşantımız, dünyanın yaratıldığı andan yok olacağı ana kadar geçen süre yalnızca tek bir anda olup bitmiştir. Allah'ın Katında bunların tümü yaratılmıştır, sonuçlanmıştır. Ancak bizler bütün bunları belli bir zaman kavramı içinde izleriz. Bizim “yaşandı bitti” diye düşündüğümüz, unutup varlığını dahi hatırlamadığımız olaylar, bizim için yaratılmış kader dahilinde aslında şu anda gerçekleşmekte ve Allah'ın Katındaki varlığını sonsuza kadar sürdürmektedir. Bizim bunları geçmişte yaşamış olduğumuza dair aldığımız his yanıltıcıdır. Geçmişte yaşanan o olay, Allah Katında şu anda da varlığını sürdürmektedir. Geçmiş, yalnızca bize verilmiş bir algıdan ibarettir.

İnsan, geçmişine dair yalnızca belirli şeyleri hatırlayacak şekilde yaratılmıştır. Yaşadığı ilk 3-4 yıl ise hiçbir şekilde hafızasında değildir. Fakat bunların tümü, Rabbimiz'in Katında, her anı ile mevcuttur. Allah dilediği takdirde, tüm bunları insanın kendisi için de var edebilir, hafızasında tümünü yaratabilir. Fakat dünyadaki imtihanın gereği olarak bu şekilde bir şey olmamaktadır. Bunun kuşkusuz ki çok büyük hikmetleri vardır. İnsanın yaşadıklarının yalnızca küçük bir bölümünü hatırlıyor olması, Allah karşısındaki aczini görmesi açısından gereklidir. Allah herşeyi bilirken, kendisi bilmemektedir. Sonsuz bilginin ve sonsuz aklın sahibi olan Yüce Rabbimiz'in Katında yaptığımız, yaşadığımız, konuştuğumuz, düşündüğümüz her şey, her detayıyla vardır.

Tüm Olaylar "Levh-i Mahfuz" İsimli Kitapta Kayıtlıdır

Yüce Allah, bizim için geçmiş ve gelecek olan tüm olay ve varlıkları, tek bir anda yaratmıştır. Kuran'da, tüm insanların ve varlıkların kaderlerinin Rabbimiz'in Katında, Levh-i Mahfuz'da yani "Ana Kitap"ta saklandığı şöyle bildirilmektedir:

"Gökte ve yerde gizli olan hiçbir şey yoktur ki, apaçık olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın." (Neml Suresi, 75)

Bu makale, İlmi Araştırma Dergisi 54. sayı (Aralık 2008) 42. sayfada yayınlanmıştır.

Last modified onFriday, 07 November 2014 23:08
Telif Hakkı 2005-2015 © Vrapciste.COM. Vrapçiştenin Resmi Web Sitesi!