Logo
Print this page

Boşlukta ne arıyorum?

Bir okurum, mektubunda diyor ki: "Sizin kitaplarınızla askerdeyken tanıştım. Kendimi boşlukta hissediyorum, arayış içindeyim... Ne olur bana yardım edin.

Bu boşluğun sebebi ne olabilir?" Öğrencilik yıllarıma ait sınıf resimleri var bende. Bazen ibret için karıştırırım. Sınıf arkadaşlarımın sonraki yıllarda başlarına gelenleri hatırladıkça, İslamiyet'in nasıl büyük bir din olduğunu daha iyi anlıyorum. Beni nice felaketlerden korumuş... Ben de bir zamanlar boşluktaydım, arayış içindeydim. 1953'te denebilir ki dinî kitap neşreden bir tek kitabevi yoktu. Tünel'de Kitabı Mukaddes evi vardı. Bir de Fincancılar Yokuşu'nda RedHouse Kitabevi vardı. Burada Yukarı Oda isimli kitapçıklar satılırdı. Her Hıristiyan'ın her gün yapacağı dualar, ilahiler bu kitaplarda yazılıydı. Öyle arayıştaydım ki, bunları alır okurdum. 21 yaşımdaydım; çiçeği burnunda memur... Bekârhanemizde oturmuş, arkadaşlar bir taraftan iskambil oynarken, bir yandan tütüne sardıkları esrarlı sigaraları içiyorlardı. Kapıyı, pencereyi iyice kapatmış, dumanın zayi olmamasına özen gösterirlerdi. Ben de karyolaya uzanmış, İncil okuyordum!..

Sonra Türkçü Nihal Atsız'ın Bozkurtların Ölümü, Bozkurtlar Diriliyor gibi kitaplarını okumaya başladım.

"Uyan yavrum, uşaklarla köleler,

Uyandılar vatanını böleler"

İşte böyle şiirler yazardım. Türkçülüğe ait ne kadar kitap varsa okuyup bitirdim. Ecdadımız olan Hunların, Göktürklerin semavî bir dini, kitabı, mabedi yoktu. "Yaşasın Türk" dedik mi, her şey tamam!.. Ruhumun açlığını, bütün ıstırabı ile hissediyordum... Bendeki boşluk gene dolmadı... Manevî boşluktan dolayı arayış içindeydim. Kötüden uzaklaşma varsa demek ki gittiğimiz bir yer de var. Fizikî bir durum bu. Çok farklı ortamlara girdim çıktım, türlü türlü insanlar tanıdım. Anladım ki, biz İslam'ı anlar, öğrenir ve yaşarsak kurtuluruz. Aksi imkânsız!..

Beş kuruşun içinde boğulan insanlar gördüm. Bir kızın zülfünde imanı idam edilenlere şahit oldum. Zevklerin oltasına yakalananlar ilim sahibi olamıyor. Cinsî hayatı tapınılacak hale getirenler çabuk yoruluyor, evi ve çevresiyle uyumsuz, geçimsiz bir hayat sürüyor. Kadın, kumar, içki çöllerinde "zevk" denilen vahşi aslanların parçaladığı çok arkadaş tanıdım. Kur'anı Kerim buyuruyor ki: "Allah'ın ipine sımsıkı sarılın." (Âli İmran 103)

Anladım ki en büyük özgürlük, Allah'a kul olmaktır! Tevekkül eden, Allah'a güvenen insanda bunalım, arayış, boşluk olur mu?

Kendimi boşlukta hissediyorum diyen kişinin beyni ilme bağlanmamış, kalbi de Kur'an'a bağlanmamış demektir.

Acıkmış bir insan rahat eder mi?

Bursa'dan muhterem arkadaşım Ahmet Acet'in vefat haberini aldım. Rahmet diliyorum. Ayrılığın acısını duyuyorum amma, mekânı cennet olur inşaallah.

Hekimoglu İsmail. zaman.com.mk

Last modified onFriday, 07 November 2014 23:09
Telif Hakkı 2005-2015 © Vrapciste.COM. Vrapçiştenin Resmi Web Sitesi!