Logo
Print this page

Asım Yıldırım - Annem

Ellerini öpünce; Duasını alınca; Gözlerine bakınca mutlu olur, huzur dolarsınız. Ya yoksa...!
Gece vakti annem geldi aklıma…

Ellerini öpünce; Duasını alınca; Gözlerine bakınca mutlu olur, huzur dolarsınız. Ya yoksa...!
Gece vakti annem geldi aklıma…
Twitter'dan annesini özlediğini yazan bir kardeşimiz tetikledi göz pınarlarımı.
Ne çok özlemişim…
6 yıl 1 ay 22 gün geçti aradan…
Bir kış günü…
Tıpkı, yaşadığı onca yıla düşen dert tanelerinin, yaşadığı günleri kapladığı gibi öldü…
Yaşadığı hayatını hep kış içinde geçirdi.
Bahar gelir mi diye düşünürken, amansız hastalık vurdu pençesini yüreğine.

En son gördüğüm gün, yaşadığı "ömürlük kış"ın ağırlığı altında ezilmiş bir anne duruyordu yatakta… Gözleri kapalı, saçları apak olmuş, ağzından verilen hortumla yaşayan ölü hale gelmiş bir anne duruyordu karşımda…
Bütün hayatını neredeyse acılarla geçirmiş, saçını gerçekten süpürge etmiş ve tükenmiş bir ana yatıyordu yoğun bakım odasındaki yatakta…
Gözlerinde yaşlarla ağlaya ağlaya gittiği işinden, koşarak gelen, sokakta soğuktan tir tir titreyen oğullarını görünce ağlayan anam duruyordu hayat destek ünitesine bağlı yatağında…

Üç kuruş para koyabilmek için kenara nasıl çırpındığını;
Ayağımıza aldığı sandaletleri ihtiyaç olduğunda temiz giyecek bir şeyimiz olsun diye nasıl çaba gösterdiğini;
Soğuk kış günlerinde titreyen bize bakıp, belki de bahtsızlığına söylene söylene sobayı yakmaya uğraştığını;
İşten yorgun argın gelip, bizim karnımızı doyurabilmek için nasıl çabaladığını;
İşe giderken yanında götürüp kreşe bıraktığı kız kardeşimi almayı unutarak geldiğinde kendine nasıl kızdığını;
Bayramlık kıyafetler alamadığı sabahlar nasıl gizli gizli ağladığını;
O ağladığı bayram sabahlarında, hazırladığı yer sofrasında nasıl dertli baktığını;
Üniversiteye yolladığında, harçlığın var mı diye sorarken sesinin nasıl titrediğini;
Her ayrılıştan sonra "ne zaman geleceksin oğlum" deyişini;
Bir karar alınacağı zaman mutlaka fikrimi soruşunu;
Doktor doktor gezdirirken, "bunlar benim hastalığımı bilmiyor oğlum" deyişini;
"boş ver harcama paranı yavrum" sözlerini;
"sana yük oluyorum oğlum" dertlenmelerini;
Benim üzüldüğümü gördükçe gizli gizli ağlayan gözlerini nasıl sildiğini;
"öldüğümde köye değil, yakında bir yere gömün beni, zorluk çekmeyin" deyişini;
Ölürken bile geride kalan kız kardeşimle torununu düşünüp "n'olacak bunların hali" deyişini;
Düğünümde herkes mutlu mesut oynarken, tekerlekli sandalyesine gömülmüş melul mahzun duruşunu;
Oğlumun doğumundan hemen önce çok istediği halde göremeden kapadığı gözlerini… hiç unutmadım.
Hiç unutmadım annem seni.

Annesinin sesini duymak için telefon edenlere,
"Özledim, gidip göreyim" diyenlere,
Annesine "annem, sevgilim, bir tanem, canım anam seni çok seviyorum" şeklinde seslenenlere,
Anneler gününde hediye alıp götürenlere, el öpenlere,
Başlarını annelerinin dizlerine koyup, yaşına başına bakmadan yatıp, ellerini hissedenlere,
Bir iş yapacakları zaman arayıp dua isteyenlere,
Aynı yerde yaşayıp duasını alanlara…bakıp bakıp iç çekiyor ve ağlıyorum…

Onu toprağa verdiğim günden beri hemen her gün Fatihalar yollasam da,
Ettiğim dualarda, Peygamberimizin (sav) adının ardından Onun da adını zikretsem de,
Yılda birkaç kere kabrini ziyaret edip, başında gözyaşı döksem de,
Bıraktığı tesbihi elime alıp okşasam da,
Çektiğim fotograflara bakıp hasret gidermeye çalışsam da,
Sohbetlerde konusu geldiğinde annemi hatırlayınca hüngür hüngür ağlasam da…
Olmuyor işte. Olmuyor…
Yeri dolmuyor…
Geri gelmiyor…
Hasret bitmiyor…
Annesizlik giderilemiyor…
Annem geldi aklıma bir gece vakti.
Ağladım dakikalarca.
Gözlerimden uykuyla beraber dökülen yaşlar ıslattı sinemi.
Anama ağladım.
Anacığını hiç göremeyenlere ağladım…

Anasının kıymetini bilemeyen talihsizlere ağladım.

Last modified onFriday, 07 November 2014 23:04
Telif Hakkı 2005-2015 © Vrapciste.COM. Vrapçiştenin Resmi Web Sitesi!